top of page

Dorian Gray'in Portresi ("İnsan ruhunu yitirdikten sonra dünyalar onun olsa neye yarar?")

  • Yazarın fotoğrafı: Sıla
    Sıla
  • 6 Ağu 2022
  • 3 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 31 Ara 2023

Hayallerimizin yükleri büyüktür. Bu da nedenidir onlara sahip olunca büyüsünü kaybetmesinin.


Yazarı Oscar Wilde'dır . Oscar Wilde, Oxford mezunu bir sosyalisttir.

Victoria dönemi Büyük Britanya'sının en başarılı ve ünlü yazarları arasına girmiştir. Zamanının katı kuralları nedeniyle hapse düşmüş ve ardından da hayatını kaybetmiştir.


Kitap ana karakter Dorian, dostları Basil ve Henry' i anlatıyor. Oscar Wilde bu karakterler için " Basil Hallward ben olduğumu sandığım kişidir; Lord Henry dünyanın ben sandığı kişidir; Dorian ise benim olmak istediğim kişidir, belki başka bir çağda... " diye bahsediyor. Kitap "Yaşamın amacı mutlu olmak, haz almak ve ya genç ve güzel olmak mı? Peki güzellik akıldan, dehadan ve düşünceden daha mı önemli?" gibi sorulara odaklanıyor. Oscar Wilde kitapta Aristippos'un görüşünü ele almıştır. Eserlerinden hiçbiri günümüze ulaşmamış olan filozof, acıdan kaçınan ve akla ya da ölçülülüğe dayalı doğrudan hazzı temele alan bir ahlak öğretisi geliştirmiştir. Kynikler'in 'dünyaya sırtını dönen bilgin'ine karşı Aristippos, 'dünyadan akıllıca tat almayı bilen bilgin' görüşünü temsil eder.O’na göre haz veren şey “iyi”, haz vermeyen “kötü”dür. İnsan sadece kendi yaşadığı hazzı bilebilir. Başkalarının hazzını bilemez. Bu nedenle evrensel ahlak yasası yoktur. Kitap Basil Hallward ve Lord Henry Wotton arasında geçen estetik bir konuşma ile başlıyor. Basil, Dorian Gray'i bir Adonis ve Narkissos olarak tanıtır. Adonis bir ölümlü olmasına rağmen Afrodit bile ona aşık olur. Dorian Gray gerçekten kendisini cinsiyet farkettirmeden herkese aşık ettirir ve etki bırakır.

Basil Hallward , Dorian Gray'in bir portresini çizer ve her şey bu olaydan sonra değişir. Lord Henry tabloyu gördükten sonra Dorian ile tanışmaya gelir. Dorian genç ve güzeldir ama tecrübesizdir. Aforizmaları ile ünlü olan Lord Henry ise tecrübeli ve olgundur. Birbirlerini etkileyecekleri çok bellidir. Tanıştıktan sonra yakın arkadaş olurlar Çünkü bir insanı etkilemek ona kendi ruhunu vermektir. Etkilenen kişi artık kendi fikirleri ile düşünemez ,. Sahip olduğu erdemler bile gerçek değildir artık. Günahları bile ödünçtür, günah diye bir şey varsa tabi. Artık bir başkasının müziğinde ki bir yankıdan, kendisi için yazılmamış bir oyucudan ibarettir. Oysa yaşamın amacı kendi kendini yetiştirmektir. Dorian hayatı yeni yeni anlamaya çalışan ve birçok duygudan habersiz bir gençken Lord Henry onu kendi düşünceleri ile etkilemeye ve bu yolla onu bir deney figürü olarak kullanmaya başlayan hayatın tecrübeli yüzüdür.

Dorian'ı her fırsatta hayatta ki tüm hazları yaşamasına teşvik eder ve bunu yaparken de çoğu zaman toplumun genel ahlak kurallarını çiğnemeye bayılır. Çünkü toplumsal ahlak haz karşıtıdır. Lord Henry, Dorian'a "Sonsuza kadar tabloda ki gibi kalmak için ruhunu satar mıydın?" der ve Dorian "Evet" der. Dorian'ın dileği gerçek olur.Yaşlanan kişi artık sadece tablodur.

Romanın önemli olarak görebileceğimiz bir diğer karakteri ise Sibyl Vane adında güzel bir kızdır. Orta sınıf tiyatro salonunda sahneye çıkan bir kızdır. Dorian Gray kıza hayran olur ve tiyatronun müdüründen nefret etmesine rağmen günlerce sırf onu izlemek için tiyatroya gelir. İkisi de aşkı tanımlayamayacak kadar genç olmasına rağmen birbirlerine tutku ile bağlanırlar. Dorian artık Sibyl ı Lord Henry ve Basil ile de tanıştırmak ister. Onları tiyatroya davet eder ama o gün Sibyl çok kötü bir performans sergiler . Bu kötü oyunculuk Dorian için masalsı aşkın etkisini yitirmesine neden olur. "Dorian koltuğa yığıldı, kafasını başka tarafa çevirdi. "Aşkımı öldürdün." diye mırıldandı."Evet." dedi "Aşkımı öldürdün." Eskiden içim kıpır kıpır ederdi, bana hayaller kurdururdun. Şimdi içimde seninle ilgili en ufak bir merak kalmadı.Seni sevmiştim sanatın aracılığı ile hayallerin hayat bulmasını sağlardın ama artık aptal ve yüzeysin.

(Sibyl Vane Dorian'ın onu terk etmesine çok üzülür ve intihar eder.)

Lord Henry ; "Sevgili çocuk asıl hayatlarımızda yalnız bir kere seven insan yüzeyseldir. Onların sadakat, vefa diye addettikleri şeye ben alışkanlıktan kaynaklanan rehavet ya da hayal gücü eksikliği diyorum. Zihinsel dünya için tutarlılık neyse saygı dünyası içinde sadakat odur; yani yenildiğini resmidir. Sadakatmiş! Bir ara üzerinde düşüneyim. İçinde sahip olma arzusu da var . Başkasının kapacağından korkmasak kaldırıp atacağımız öyle çok var ki."

Dorian Gray seneler sonra Lord Henry Wottons'ın kızına gerçekten aşık olur. Lord Henry kızını Dorian'dan uzak tutmak için onun yanına gider ve tabloyu görür. Tablodaki kişi artık yaşlanmış, kurtlanmış ve canlıdır. Lord Henry korkar ve tabloyu ateşe verir. Dorian ölmek istememesine rağmen onları korumak için dışarı çıkartır ve kendini kilitler. Alev aldığı için sinirlenen, dışarı çıkmaya çalışan tabloyu bıçaklar. Dorian Gray ölür.

Kitapta beni en çok üzen kısım Dorian'ın Basil'ı öldürdüğü kısımdı. İşte orada aşkımı öldürdün Dorian.



ree

 
 
 

Yorumlar


Yazı: Blog2 Post
  • Instagram
bottom of page